Kadir BÜYÜKKAYA

Kadir BÜYÜKKAYA

[email protected]

BALAD ŞİİR VAKFI İLE RÖPORTAJ-2.BÖLÜM

03 Kasım 2017 - 19:26

BALAD ŞİİR VAKFININ İKİNCİ DÖNEM BAŞKANI, YAZAR, ŞAİR, HALK BİLİMLERİ DERLEMECİSİ, SEVGİLİ KADİR BÜYÜKKAYA İLE EDEBİYAT VE YAŞAMA DAİR SÖYLEŞİMİZ


 


 


İKİNCİ BÖLÜM..


 


 


Bu konuda üstüne düşeni yapanlardan birisi deseferberlik yıllarında askere alınan ve tek kelime Türkçebilmediği için üstlerinden gördüğü ağır hakaretleredayanamayıp firar etmek zorunda kalan yaşlı dedemdi.Ak sakallı dedem bize birbirinden güzel hikayeleranlatırdı . Onun cebinde hiçbir yerde eşinerastlanılmayan türden birbirinden güzel sayısız hikayevardı . Onun anlatığı Zazaca hikaye ve destanlar benigörmediğim bilmediğim gizemlı diyarlara uçururdu .Gözlerimle görmediğim dağ zirvelerini dedemin anlatığıhikayelerden tanıdım. Irmak boylarını,uçsuz bucaksızbozkırları, sık ormanları, kuş ve vahşi hayvanları onunanlattıklarından öğrendim.Anlatım konusunda beynimetohum saçan kişinin dedem olduğunu rahatlıklasöyleyebilirim. Onun anlatığı hikayeler edebiyata ilgiduymamı sağladı. O çok ciddi anlamda benim esinkaynağım oldu diyebilirim.


 


Bu saydıklarımın yanı sıra yakın çevremde bir de Kürdereva görülen haksızlıklara karşı bayrak açan yiğit vefedakar insanlar vardı.Bu insanlardan birisi Avukat,milletvekili Ali Karahan, biri Nataşa şiirinin yazarı ŞairNecati Siyahhan ve diğeri de siyasi çevrelerin yakındantanıdığı altmış sekiz kuşağının unutulmaz isimlerindenNecmettin Büyükkaya idi. Bu üç insanın yaşamlarıyla ilgili büyüklerimden duyduğum ilginç hikayeler sayesindesürgün, yasaklar, hapishane,mahkumiyet ve ceza nedirne değil çok erken yaşlarda öğrendim.


 


Anlatmaya çalıştığım bütün bu sosyal çalkantılar, ekonomik sıkıntılar, kültürel kıyımlar ve siyasi alt üstoluşlar dünyaya bakış açımı ve düşünce sisteminin temelini oluşturdu.


 


Sanat ve edebiyat alanında kafasını yoran insanların herbirisi mensubu olduğu toplumun temel özeliklerinden beslenir.


Gördükleri ve yaşadıkları onların kalemine veyüreğine yön verir. Bu başkaları gibi benim için degeçerlidir.Yazar ve şairlerin kalemimden sayfalaradökülen şiirler, öyküler, melodiye dönüşen müzik onlarınyaşadığı veya tanık olduğu toplumsal acıların vesevinçlerin toplamından başka bir şey değildir.


 


Hakkarili bir yazarın kaleme alacağı en etkileyici şiir veya öykü dağ doruklarından kopan, aşağılara doğru yol aldıkça büyüyen ve sonuçta altına aldığı savunmasız insanları nefessiz bırakan çığ felaketine dairdir. Çığın korkunç yüzünü Hakkarili bir yazardan başka kimse tarif edemez. Bunu en iyi Hakkarili bir yazar tarif edebilir.


 


Çukurovalı bir yazar için en çarpıtıcı konu pamuk tarlasında başlayan ve orda tüketilen çileli bir ömürdür. Karadenizli bir yazar ancak denizi, balığı, çayı ve fındığı taşıyabilir romanına. Kömür ocaklarında can vermenin ne olduğunu Soma ve Zonguldak yöresinde doğup büyüyen şair ve yazarlara soracaksın. Siverek coğrafyasında gözünü dünyaya açan yazar ve şairler ise
en çok açlığın dayanılmaz sıkıntısını, sefaletin korkunçluğunu, kan davalarının yıkıcılığını ve ana dilini özgürce kullanamamanın çaresizliğini ve acısını bilir. Siverek coğrafyasında doğan ve o topraklarada büyüyen birisi olarak payıma halkımın yüz yüze kaldığı sıkıntıları şiir ve öykülere konu etmek düşmüştür.


 


Bu işi layıkıyla yerine getirmek için deneyimlerinden yararlandığım, yapıtlarına başvurduğum yerli ve yabancı çok sayıda değerli kalem erbabı vardır. Şiir alanında Cigerxwun, Ahmed Arif, Necati Siyahhan, Şérko Bekesve Nazım Hikmet devamlı bana yol yordam göstermişlerdir. Bundan olsa gerek , şiirlerim bir yanıyla Nazım Hikmet, diğer yanıyla Ahmed Arif’i çağrıştırır.


 


Roman ve öykü alanında beni derinden etkileyen yazarlar arasında Osman Sabri, Arap Şemo, Yaşar Kemal ve ünlü Rus edebiyatçıları gelir. Bu saygın edebiyatçılardan öğrendiğim çok şey oldu. Dolayısıyla kendilerine minnet borcum vardır.


 


İkinci dönem Balad Şiir Vakfı’nın başkanlığını yapmış birisi olarak Balad’ın yaptığı, yapmak istediği çalışmalar hakkında neler düşünüyorsunuz?


 


Dört yıl önce temeli atılan Balad Şiir Vakfı şiir ve sanat alanında çok önemli görevler üstlendi. Görev ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için birçok şair ve sanatçı arkadaşımız çalışmalara omuz verdi. Bu arkadaşların emeklerine büyük değer biçiyorum. Fedakarlıkta bulunan bu arkadaşların emeğini küçümsemek veya inkar etmek edebiyata saygısızlıktır.


 


Vakfın kurulduğu ilk yıllarda Vakfın kurumlaşması için birçok arkadaş kendince çabalayip durdu. Bu çerçevede Hollanda’nın farklı bölgelerinde çok sayıda gece, söyleyişi, toplantılar vs. etkinlikler düzenlendi.


 


Etkinliklerin verimli geçmesi için bütün arkadaşlarımız ama özellikle de bayan arkadaşlarımız olağanüstü çaba sarfettiler. Vakfın yöneticileri ve destekçileri Vakfın sesini duyurmak için olağanüstü fedakarlıklarda bulundular. Burda bayan arkadaşlarımızdan Güleren, Nafize, Ferda ve sevgili Şermin'in adını anmadan edemeyeceğim. Bu arkadaşlarımızın çabaları gerçekten de taktire şayandı.


 


Yürütülen çalışmalar sonucunda Hollanda'nın bir çok şehrinde Edebiyata ve özellikle de Şiire karşı büyük bir ilgi oluştu.


Oluşan bu olumlu havadan etkilenen birçok arkadaşımız çekmecelerde sakladıkları Şiir ve öykülerini gün yüzüne çıkarıp başkalarıyla paylaştılar. Bu onların üretkenliğini daha çok artırdı. Ortamdan cesaretlenen birçok şair arkadaşımız ellerindeki dosyaları art arda kitaplaştırdılar. Buna cesaret edenlerden birisi de bizzat benim. Balad Şiir Vakfı’nın kuruldğu gönden günümüze kadar kitap sahibi olan onlarca arkadaşımız vardır. Vakfın üslendiği ve bitme aşamasında bulunan Şiir antolojisi taktire şayan değerli bir çalışmadır. Bütün bunları yan yana getirdiğimizde Balad Şiir Vakfının edebiyat adına güzel çalışmalar yürüttüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.


 


Peki bütün bu yapılanlar yeterli midir? Tabii ki değil. Daha yolun başındayız. Yerine getirilmesi gereken daha çok görev vardır. Balad Şiir Vakfının yürüyeceği uzun bir yolu vardır. Şimdiye kadar ulaşamadığı çok sayıda şair, yazar ve sanatçı vardır. Vakfın bu çevrelere ulaşması ve çalışmalara katması gerekiyor. Bunun için sabır ve azim göstermemiz lazım. Sabır gösterilerek çalışmalara yüklenilirsek bunu başarabiliriz. Bunun üstesinden gelmek için başta yönetici arkadaşlar olmak üzere Vakfa yakın duran bütün arkadaşlara görevler düşüyor. Arkadaşlarımızın önem önem arz eden bu sorumluluktan kaçmayacaklarına inanıyorum. Yeni yönetimin bu sorumluluğu yerine getirecek gücü ve yeteneği olduğuna inanıyorum.


 


Son dönemlerde yazdığınız bir şiirinizi bizimle paylaşır mısınız?


 


Kısa bir süre önce kaleme aldığım ve iki gün önce siverekgenclik sitesinde yayımlanan bu şiirimi siz Şiir sever dostlarla paylaşmaktan memnuniyet duyarım.


 


TUT ELİMDEN…


 


Kadin ellerinle sarmala


Dağlara sürgün düşlerimi


Gülüşünle ısıt


Kuytularda buz kesen sevdamı


Zebani sürüsüne terketme


Derbeder bedenimi


Yedirme yamyamlara esir yüreğimi


Kır yasak kapıları birer birer


Sök yerinden köhne zincirleri


Sokul dünyama


En sevecen halinle


Eyyübi sabrinla aydınlat


Cehenneme dönen dünyamı


Gözlerinde büyüt


Geleceğe dair bütün yetim umutlarımı


Ayaklandır cesaretimi


Yön ver bilincime


Tek hecelik şiirlerle


Şaha kaldır inancımı


Kavganın kor ateşinde


Kutsa beni


Korkusuz yüreklerin


Çelik potasında yoğur benliğimi


Bükülmez bileklerin örsünde döv beni


Hünerinle besle


Unutmamaya yeminli belleğimi


Doğurgan kimliğinle sahiplen


Avuçlarımda büyütüğüm


İsyan çiçeğimi


Yarı yolda koma beni kimsesiz


Ulaştır beni menzile


Ulaştır beni


Çetin kavgalardan miras


O nihai menzile


Kolla beni


Anne gibi


Yar gibi


Yoldaş gibi


Kolla beni dost gibi kardeş gibi


Kolla beni


Bak, gör


Menzil dört adım ötede


Kucaklamak an meselesi


Tut elimden Bırakma beni...


 


 


 


 


Kadir Büyükkaya / Hollanda
[email protected]

Bu yazı 1903 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum