Muhammed Nur

Muhammed Nur

[email protected]

28 ŞUBAT SÜRECİ VE SİVEREK 13

15 Ocak 2016 - 14:23

Cami gülleri, piknik için sabahın erken saatlerinde W. Camisine doğru gelmeye başlamıştı. Hasan, kendisine verilen görev gereği, cami önünde bekleyerek, gelen arkadaşlarını cami avlusuna doğru yönlendiriyordu. Yapılan iş bölümü sayesinde gelen her öğrenci kendisi ile birlikte bazı malzemeler getirmişti. Kimisinin elinde sebze poşeti, kimisinde kilim, kimisinin elinde de ekmek vardı.

Abisinden ödünç almış olduğu sepetli motosikleti ile camiye gelen Mesut gelen malzemeleri motosiklete taşıyordu. Semih ve Adnan'ında gelmesiyle birlikte tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Semih'in talimatıyla Mesut ve Hasan motosiklet ile piknik alanına önceden giderek piknik için ön hazırlıklara başlayacaklardı. Daha sonra Semih ve Adnan önde diğer öğrencilerde arkalarında onları takip edecekti.

"Bismillah" diyerek camiden dışarı çıkan Semih ve Adnan yolda koyu bir sohbete dalmışlardı. Her zamanki gibi sohbet konusu cami çalışmalarıydı. Her iki arkadaş Çermik yolu üzerindeki Tıh Demir köprüsünün yanındaki piknik alanına doğru ilerlerken cami öğrencileri de 15-20 metre arkalardan onları takip ediyordu.

Cami önünde bekleyen "Siyah Renkli Toros" marka otomobilin içerisindeki iki batı çalışma grubu elemanı camiden çıkan öğrencileri görür görmez, durumu başka ekiplere bildirmişti. Takip ve tacizde o zaman başlamıştı.

Mesut ve Hasan yaklaşık 10 dakika sonra piknik alanına yetişmiş, getirmiş oldukları kilimleri yere sererek, piknik alanını hazır duruma getirmişlerdi.

Piknik yapılan alan Siverek- Çermik Karayoluna yaklaşık 100 metre uzaklıktaydı. Öğle sıcağında gölgesinden faydalanacakları meyvesi olmayan bir incir ağacının altına kilimler serilmişti. Hemen oturulan yerde futbol oynama alanı vardı. Piknik alanına sabah erkenden geldiklerinden dolayı alanda kimseler yoktu. Genellikle aileler ikindi namazından sonra piknik alanına gelirlerdi.

Semih, Adnan ve öğrenciler yaklaşık 40 dakika sonra piknik alanına yetişmişlerdi. Piknik alanına yetişen Semih, ilk iş olarak ilerdeki çeşmeye giderek boş mataraları su ile doldurmaya çalışırken, Adnan'da çay yapımı için ateş yakma işine koyulmuştu. Diğer öğrencilerde yakılacak ateş için çalı çırpı topluyorlardı.

Semih ve Adnan çalışkanlıkları, fedakârlıkları, takvaları, samimiyetleri ve birbirlerine karşı hoşgörüleri ile tüm öğrencilere örnek oluyorlardı.

Herhangi bir iş oldu mu, en başta kendileri o iş için kalkar yardım gerektiği zaman ise uygun bir üslup ile yardım isterlerdi.

Yapılan kahvaltının ardından Semih öğrencilere seslenerek:

-Arkadaşlar size bugünkü piknik programımızı okumak istiyorum. Yemek hazırlanıncaya kadar beraber futbol oynayacağız. Öğle yemeğinin ardından cemaatle namaz kılacağız. Namazın ardından fıkıh yarışmamız olacak, daha sonra da Adnan abimiz bize kısa bir sohbet yapacak. İkindi ezanından öncede pikniğimizi bitireceğiz. Allah kısmet ederse de ikindi namazını Şehit Muzaffer Baylan Camisinde kılacağız, dedi.

Adnan her zaman olduğu gibi yine yemek yapma görevini üstlenmişti. Arkadaşları oyun oynarken o da öğle yemeğinde saç kavurması yapacaktı.

Adnan yemek hazırlanırken, Semih de cami öğrencileri ile birlikte futbol oynuyordu. Maç çok çekişmeli geçmesine rağmen maçta asla kötü söz ve tartışma olmazdı. Cami öğrencileri hayatlarının tüm safhaları ile cami terbiyesi ile büyümüşlerdi. Minik kalplerine yerleşen iman sayesinde yaşlarının üzerinde bir olgunluğa erişmişlerdi.

Adnan yemek hazırladığı sırada, Siverek istikametinden Çermik istikametine doğru giden siyah renkli bir aracın sinyal vererek yolun solunda durduğunu gördü. Semih gelen aracın BÇG'ye ait, uzun süredir kendilerini takip eden araç olduğunu anlamıştı. Park eden araçtaki iki kişi uzun süre araçta bekledikten sonra araçtan inerek çevreyi gözetlemeye başladılar.

Adnan, hiçbir şey olmamış gibi yemek hazırlıklarına devam ederken Semih'te BÇG arabasını görmesine rağmen öğrencilerle top oynamaya devam ediyordu.

Yemeğin hazırlanmasına doğru Adnan top oynayanlara seslenerek:

- Arkadaşlar yemeğimiz birazdan hazır olur. Abdesti olmayan arkadaşlarımız abdest alsınlar, önce yemek yiyeceğiz. Ezan okunur okunmazda cemaat ile namaz kılacağız.

Semih ve öğrenciler hızlı bir şekilde çeşmeye giderek abdest alırken, bazı öğrenciler ise sofra hazırlığına başlamıştı.

Yemek için hazırlık yapılırken BÇG elamanları piknik alanını gözetlemeye devam ediyordu. İlçede hırsızlık olayları insanları mağdur ederken, cahili kan davaları canlar alırken, faiz ve kumar evler yakarken, fuhuş vb. kötülükler toplumda yaygınken devlet bu kötülüklerle uğraşacağına, potansiyel suçlu olarak gördüğü cami öğrencileri ile uğraşıyordu.

BÇG elemanları aracın yanında beklerken yanlarına yöresel giysiler giymiş iki kişi geldi. Gelenlerden biri 1.75 boylarında, zayıf, uzun boylu, bıyıklı, başında beyaz poşu vardı. Gelen bu kişi BÇG elamanları ile yaklaşık 5 dakika görüştükten sonra piknik yapan öğrencilere doğru yöneldi.

Cami öğrencileri yemek yerken onlara doğru yaklaşan beyaz poşulu adam selam vermeden "Zazaca" olarak yemek yiyenlere seslenerek:

- Şıma miyand éşir çınya ? (İçinizde aşir olan yok mu ?)

Adnan poşulu adama cevap vererek:

-Bé ma piya buré (Gelin beraber yiyelim)

Poşulu adam daha sonra "size afiyet olsun" diyerek BÇG elemanlarının yanına geri döndü. Daha sonra BÇG elamanları ellerindeki fotoğraf makineleri ile piknik yapanların fotoğraflarını çekmeye başladılar. Fotoğraf çekmelerinin ardından poşulu adamla birlikte araçlarına binerek şehre doğru yol aldılar.

Adnan ve Semih poşulu adamın yanlarına neden geldiğine bir anlam verememişlerdi. Yalnız BÇG elamanlarının aşikar bir şekilde fotoğraflarını çekmesi hayra alamet değildi. Her ne kadar öğrencilere belli etmek istemeseler de Semih ve Adnan'nın moralleri bu olaydan sonra çok bozulmuştu.

Daha sonra cemaatle kılınan öğle namazının ardından öğrenciler arasında "Fıkıh" yarışması düzenlendi. Yarışmadan sonra da Adnan tarafından "İslam kardeşliği" hakkında kısa bir sohbet yapıldı.

Sohbetin ardından öğrencilere seslenen Semih:

-Arkadaşlar pikniğimiz sona erdi. Müslüman'a yakışan çevresini temiz tutmaktır. Şimdi herkes etrafa yayılan çöpleri toplasın. İkindi ezanına yarım saat var. Hızlıca toparlanıp ikişer, üçerli gruplar halinde camiye gidip ikindi namazını kılalım.

Semih'in uyarısından sonra herkes çevresindeki çöpleri toplamaya başlarken Adnan'da kilimleri toparlayarak sepetli motosiklete yükledi.

Adnan ve Semih hızlıca camiye doğru giderken öğrencilerde arkalarından onları takip ediyordu. Yolda yürürken az önce piknik alanına gelen BÇG arabası yine önlerine çıkmıştı. Semih ve Adnan yanından geçen araçtaki gözlüklü eleman, başını sallayarak sinsi sinsi sırıtıyordu.

BÇG elamanlarının bugünkü takibi sonlandıracağı yoktu. Namaz kılmak için camiye gelen cami öğrencilerini takip eden BÇG elamanları daha sonra da camiye kadar gelerek cemaatle birlikte namaz! kılmışlardı. Namazın farzından sonra da tesbihatları yapmadan dışarı çıkan BÇG elamanları bu kez de cami çıkışında beklemeye koyulmuşlardı.

Semih ve Adnan camiden çıktıktan sonra bugünkü yaşadıklarını değerlendirmiş daha dikkatli olma konusunda karar almışlardı.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Tarihler 27 Nisan 1999'u gösteriyordu. Nisan yağmurlarının sağanak sağanak yağdığı bir bahar ayıydı. BÇG tarafından merkeze gönderilen tüm istihbarat bilgilerinden sonra baskın için izin çıkmıştı. Baskında insanı dehşete düşüren ayrıntılar bile düşünülmüştü. Sabah ezanında düzenlenecek baskın ile cami öğrencileri ile birlikte cami ile, namaz ile alakalı olmayan insanlarda gözaltına alınacaktı.

Bu yazı 5566 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum