SİVEREK’TE SURİYELİ MÜLTECİLER SORUNU

Suriye’de iki yıldır yaşanan iç savaştan dolayı kendi yurtlarını terk ederek Türkiye’ye sığınan mültecilerin sayısı resmi kayıtlara göre 500 bini aşmış durumda. Gayrı resmi rakamlara göre bu sayı milyona yaklaşmaktadır.

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet  Davutoğlu, Suriye’deki iç savaşın kızıştığı ilk günlerde, Zalim Esed’in ömrünün  birkaç hafta süreceğini umarak tüm sınır kapılarını Suriyeli mültecilere açmıştı. Davutoğlu’nun hayali, Esad’ı indikten sonra mültecileri Suriye’ye postalamaktı. Yalnız evdeki hesap çarşıya uymadı. Türkiye Suriye üzerinde uygulamış olduğu stratejisi tamamen fos çıktı. Mültecilerin daha uzun süre bu topraklarda kalacağı tahmin ediliyor. Ürdün’de yaklaşık olarak 50 yıldır mülteci olarak yaşayan Filistinliler gibi Türkiye’ye sığınan mültecilerinde daha uzun yıllar buralarda kalacağı tahmin ediliyor.

Suriye’den Türkiye’ye göç eden ekonomik durumu iyi olan mülteciler İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol şehirlere yerleşerek topluma adapte olmaya çalışırken, kendi ülkelerinde de ekonomik, kimlik sorunu vb. sorunlar yaşayan mülteciler ise bölgemize yerleşmiştir.

Bölgemiz insanı ilk başlarda Suriyeli mültecilere her türlü yardımda bulunurken çeşitli nedenlerle Suriyeli mültecilere bakış açısı tamamen değişmiştir. Bunu Siverek İŞ-KUR başvurularında net olarak görüyoruz. İŞ-KUR’a Suriyeli mültecilerin de başvurduğunu iddia eden bazı kişiler, kendileri işsiz iken Suriyeli mültecilere başvuru hakkının verilmesine anlam veremiyor, duruma isyan ediyorlardı. Ayrıca Yenişehir ve Ayvanat Mahallesi sakinlerinin apartman altında bulunan boş işyerlerinde yaşayan mültecileri buradan çıkarmak istemeleri bunu kanıtlıyor.

Siverek’te yaşayan Suriyeli mülteciler maalesef burada insan onuruna yakışmayacak bir yaşam sürdürmektedirler. Çoğunun üzerinde doğru dürüst bir giyeceği, ayağına giyeceği bir ayakkabısı yoktur. Günlerce bir lokma bulamayan, çöplerden topladıkları ekmekler ile karnını doyuran mülteciler mevcuttur.

İşin en trajik yönü ise Suriyeli çocukların durumudur. Çocuklar en doğal hakları olan çocukça yaşamaktan yoksundurlar. Çok zor şartlar altında hayatlarını sürdürmektedirler. Sağlık ve eğitim problemleri vardır. Saçlarını okşayacak sıcak bir ilgi beklemektedirler. Çoğunun psikolojisi yerinde değildir.

Suriyeli mültecilerinin bazıları kendi imkanları ile ayakta durarak geçimlerini sağlarken, mültecilerin çoğunluğu dilenerek yaşamlarını sürdürmektedirler.  Dilenmeyi meslek haline getiren mülteciler adeta Siverek esnafını bıktırmış durumdalar. Bazı esnaflar müşteriden çok dükkânlarına Suriyeli dilencilerin geldiğini belirterek haklı olarak duruma tepki gösteriyorlar. Cami çıkışlarında öğrenmiş oldukları birkaç “Türkçe” kelime ile insanlara el açan bu insanlar cami cemaatinden de tepki almaktadırlar.

Suriyeli bayan dilenciler ise kucaklarına almış oldukları bebekleri ile kapı kapı dolaşarak dilenmektedirler. Suriyeli kadın ve çocukları ileri süreçlerde maalesef çok büyük tehlikeler beklemektedir.

Tehlike kapımızı aşındırmaktadır ve adeta kulak zarlarını patlatırcasına ben geliyorum demektedir.

Bu aşamada Siverek Kaymakamlığı, Siverek Belediyesi, Siverekli STK’lar ve Siverekli hayırseverlere çok büyük görevler düşmektedir.

Siverek Kaymakamlığı bu insanlar için uzun vadede kamplar yapmalıdır. Bu kamplarda mültecilerin sağlık, eğitim, sosyal, güvenlik vb. sorunları karşılanmalıdır. Siverek Belediyesi zabıta ekipleri ise kesinlikle bu insanların dilenmesine izin vermemelidir. Siverek’teki İHH, Siverek İkra-Der, Siyar-Der vb. dernek ise imkanları ölçüsünde bu insanlara yardım etmelidir.

Nurullah İkbal /Siverekgenclik.com