SİVEREK ÖZGÜR-DER SURİYE'DEKİ KATLİAMI KINADI

Siverek Özgür-Der Temsilcisi Cemil Yeşildağ tarafından yayınlanan mesajda, Suriye'deki katliamlar kınanarak, katliamların bir an önce sona ermesi gerektiği vurgulandı.

SİVEREK ÖZGÜR-DER SURİYE'DEKİ KATLİAMI KINADI
28 Nisan 2011 - 05:43

ÖZGÜR-DER BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ

Bildiğimiz gibi Tunus’da başlayan zalim ve diktatör yöneticilere karşı başlatılan özgürlük hareketi kısa zamanda tüm Ortadoğu'yu etkisi altına almıştır. Bu süreçte Suriye halkı da özgürlük meşalesini yakmış ve yıllardır kendilerine verilmeyen haklarını talep etmişlerdir. Ürdün sınırında bir kent olan Der'a'da, bir grup öğrencinin başlatmış olduğu 'özgürleşme hareketi' bu gün itibariyele dördüncü haftasına girmiş bulunmaktadır. Fakat ne acıdır ki Suriye yönetimi sadece 'özgürlük' isteyen bu genç kitleye, gözaltı, işkence ve katliamlarla cevap vermiştir. Sayısı tam bilinememekle birlikte, aralarında bebeklerin ve çocukların da olduğu, 500'ü aşkın kişiyi katletmiştir.
Son olarak 22 Nisan Cuma günü yapılan protestolara yönelik sert müdahalelerde onlarca Suriyeli katledildi. Yüzlerce kişinin yaralandığı gösterilerde tutuklananlardan ise haber alınamıyor. Suriye ordusunun 24 Nisan Pazar ve 25 Nisan Pazartesi Der'a'ya ve Şam'ın dış mahallelerine yönelik saldırılarının şiddeti ise gittikçe artmakta. Ağır silahların yanı sıra tanklar da devreye sokularak 'Allahu Ekber' nidalarıyla adalet ve özgürlük talebinde bulunanlara ölüm ve vahşet kusulmakta. Buna rağmen, Suriyeli özgürlük savaşçıları hiçbir şartta silaha müracaat etmediler. Etmeyeceklerini de haykırıyorlar. Rejimin tüm kışkırtmaları ve vahşetine rağmen, elinde sopa bile olmayan bu kutlu direnişin, 40 yıllık Esad hanedanlığının sonunu getireceğinden şüphe yok.
Suriye'deki despotik rejimin,  başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin sessizliğinden cesaret aldığı gayet açıktır. Konu ile ilgili Dışişleri Bakanlığının yaptığı yazılı açıklama kamuoyu tarafından yetersiz görülmektedir. Açıklamada, direnişçilerin silahlı bir eyleme başvurmadıkları ortada iken, Suriye rejimine 'orantısız ve aşırı güç kullanmama' çağrısını anlamsız buluyoruz. Hükümet, İsrail ve Avrupa Parlamentosuna karşı gösterdiği tepkiyi, neden despot Suriye rejimine karşı da göstermiyor.
Beşşar Esat yönetimi, daha fazla kan dökmemesi konusunda sert bir şekilde uyarılmalıdır.
Aynı şekilde Beşşar Esat'a buradan sesleniyoruz ki babanızın HAMA da yaptığı katliamı unutmadık ve unutturmayacağız.
Biliyoruz ki; 2 Şubat 1982'de Hama'da gerçekleşen katliam, yakın tarihimizin bölgemizde yaşanmış en acı olaylarından biridir. O gün Hama'da başlayan bombardıman 21 gün ve gece boyunca sürmüş, bu süre zarfında yaklaşık 40 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Saldırılardan sonra başlayan operasyonlarda 13 ile 70 yaş arası erkekler şehirde tutuklanmış, birçoğundan bir daha haber alınamamıştır. O günlerde gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan insan sayısı 20 binden fazladır. Operasyon sadece Hama'da değil, Suriye'nin tüm şehirlerinde gerçekleşmiş ve tüm ülkede büyük trajedilerin yaşanmasına sebep olmuştur. Olayların yaşandığı günler ve takip eden günler boyunca tüm ülkede ölen insan sayısının ise 70 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Katliamdan sonra 800 bin kişi ülkeyi terk etmek zorunda kalmış ve o gün ülkesini terk eden insanların bugünkü nüfusları 2 milyonu aşmıştır. Halen diasporada yaşayan bu insanlar ülkelerine dönememektedirler. Hama olaylarının yaşandığı esnada henüz hayatta olmayan Hamalı ailelerin çocukları ve torunları bile ülkelerine dönememektedirler. Suriye yönetiminin uluslararası topluma bu kişilerin ülkelerine dönebilecekleri yönündeki açıklamaları uygulamada yerini bulmamış ve bugüne kadar geri dönen insanlardan yaklaşık 1000 kişi tutuklanmış ve bu kişiler halen hapiste bulunmaktadır.
Suriye'de özgürlük hareketinin başladığı günlerde Beşşar Esat:
Refomlar yapılacak, halkın talepleri yerine getirilecek demesine rağmen gelinen noktada rejimin reform yapmak değil katliam yapmak niyeti taşıdığını açıkça göstermektedir.
Hiçbir zulmün karşılıksız kalmayacağını, bir defa daha dikta yönetimlerine ve Baas rejmine hatırlatıyoruz. Bir an önce halkın taleplerini dikkate almalarını, zulüm, işkence ve ölümlerin son bulmasını istiyoruz.
Bu zulüm bitene kadar Müslüman Suriye halkının yanında, zalim Baas rejiminin karşısında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz. Bu nedenle yapılan zulümleri ve işkenceleri şiddetle kınıyor, bu konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna ve siz değerli basın mensuplarına saygı ile duyuruyoruz.

Siverek Gençlik Haber


Bu haber 2561 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Bucak, taziye evlerinde yemek uygulamasına son verdi
Başkan Bucak, taziye evlerinde yemek uygulamasına son verdi
Siverek Belediyesinde başkan yardımcılığına Evrim Began atandı
Siverek Belediyesinde başkan yardımcılığına Evrim Began atandı