ŞENBAYRAM YAZISINDAKİ YORUMLARA CEVAP VERDİ

Eğitimci Yazar Sefer Şenbayram "Eğitim'de Kemikleşmiş Sorunumuz" yazısına gelen tepkiler sebebiyle cevap hakkını kullandı.

ŞENBAYRAM YAZISINDAKİ YORUMLARA CEVAP VERDİ
23 Ağustos 2012 - 07:57

CEVAP VERİYORUM



Geçenlerde facebook'ta bir yazı yayınlandı, has bel kader Siverekgençlik’te de yayınlandı. Yazının içeriği bilgiyle donanmış kişisel bir kanaati taşıyordu. Doğruluğu veya yanlışlığı, konu hakkında bilgisi olan kişilerce tartışılabilir bir yazıydı. Konunun içeriği hakkında bilgisi az olan dürüst insanlar telefonla beni aradılar veya bilhassa lütfedip beni ziyaret ettiler.


Yazının içeriği hakkında onlarla görüştüm. Saygı ve sevgi çerçevesinde geçen sohbetlerden sonra ayrıldık veya telefondaki konuşmalarımızı sonlandırdık.



Buraya kadar olanlar medeni insanların sahip olduğu cesaretin bir sonucu olan davranışlardır. Bu arada yazım için arayan ve ziyaretime gelenlere teşekkürlerimi sunuyorum.


Diğer tarafta bir çıkar grubu adı altında faaliyet yürütenlerin yazıma istinaden alel acele (bir saat içinde) askeri cunta mantığıyla yazdıkları yazıya ve sanal isimler kullanarak, bilgiden, dürüstlükten yoksun eleştirilere ve iftiralara baktım. Bir saat değil günlerce düşündükten sonra, erdemimi elden bırakmadan hak yoldan sapmayacağıma kanat getirdikten sonra onlara cevap olarak bu yazıyı yazmayı uygun gördüm.


Kişisel olarak yayımlanan yorumumdan yaklaşık bir saat sonra, üyesi bulundukları kuruma sığınarak alel acele yazılan, iftiralarla süslenmiş, (İftiralarını ispata hazırım.) kinden dolayı akli melekelerden yoksun olarak yazılmış iki sayfalık yazıyı okurken her nedense gülümsedim. Neden mi gülümsedim? Müsaadeniz ile gülümseme nedenini geçmiş zamanda Siverek’te yaşandığı iddia edilen bir olayı sizlere naklederek açıklayayım.



Sinemaların halkça rağbet edildiği dönemlerde Siverek’te sinemanın birinde Yılmaz Güney’in bir filmi oynanmakta. İzleyiciler pür dikkat filmi izlemekteler. Sahnede Yılmaz Güney üç kişi ile yumruk yumruğa kavga etmektedir. Rol bu ya, Yılmaz Güney birkaç yumruk yer. Bu duruma dayanamayan Yılmaz Güney hayranı olan bir Siverekli izleyici aklıyla değil tamamıyla duygularının esiri olmuş bir vaziyette bellindeki silahlını çekip sahnede duran kötü roldeki adamlara doğrultup, beyaz perdeye ateş etmeye başlar. Ve ‘‘Erkekseniz tek tek gelin, ulan der.’’ (Muhtemelen kahraman olma hayalleri kurmuştur.)



Yazımın yayınlanmasından yaklaşık bir saat sonra, akıldan ve BİLGİDEN yoksun olarak kaleme alınan, yazılırken muhtemelen büyük kazanımlar elde edebileceklerini düşündükleri o açıklamayı okuyunca bu sahne aklıma gelmişti. Ve acıda olsa gülümsememin nedeni de buydu?!


Allah akıl vermiş kullanmak için. Birde sabrı önermiş düşünüp hata yapmamak için. Bunlarda akıl rahmani olmaktan uzaklaşmış. Sabırsa hiç kalmamış. Üstelik kaleme alınan konu hakkındaki cahillikleri veya art niyetleri de cabası. Ancak tanıdığımı sandığım bu insanların cahil olmadıklarını sanıyorum. O zaman neden böyle bir davranış sergilediler? Anladığım kadarıyla bu arkadaşlar hırsın ve ezilmişliğin etkisinde, yazık ki, akli melekelerini yitirmişler. Ve hizmet etiklerine inandıkları hak yoldan saptıklarının farkında bile değiller.


Oysa arayabilirlerdi beni. Konuşabilirdik. Bir telefon kadar yakındım kendilerine. Yanıma gelmek onları küçültür diye düşünüyorlarsa, onların istediği yere hiç çekinmeden gider ve kendilerini bilgilendirebilirdim. Ama gurur ve kibir… Maalesef bu davranışlar insanlığın en büyük hastalığıdır.



Üstelik bildirileri, yazımın genel içeriğiyle değil de içinden seçilmiş kelimeler ve kişiliğimi hedef alan yanlış bilgilerle dolu. Gördüm ki beni devlet sanmışlar, Hükümet bilmişler, vali olarak görmüşler. Keşke olsaydım. O zaman onlara hak verecektim. Ama üzgünüm değilim. Kendilerini de İmam Hatiplerin yılmaz bekçileri sanıyorlar. Sizde benim bildiğim kadarıyla bekçi değilsiniz. O zaman bu tepkiniz niye. Diyelim bekçisiniz. Yazımın genel manasının kötü emelleriniz için çarpıtılması neden? Ben belli bir misyon için kurulan İmama Hatipleri kapatalım demedim veya İmam Hatipleri küçümseyici bir yazı kaleme almadım ki. Ben orta öğretimde derslik sıkıntısını anlatmaya çalıştım. Dışarda ağır kanamalı bir hasta varken grip olan bir hastaya tam donanımlı bir odayı ayırmanın doğru olmadığını yazdım. Endüstri meslek lisesinde var olan derslik sıkıntısına da değindim. Ama bence sizin amacınız başka...



Son olarak, Ortaçağ Avrupa’sının din zihniyetiyle yeni yetme din bezirgânları, kişisel çıkarları uğruna benim duruşumu imanımı sorgulayamazlar. Yazımın çarpıtılarak servis edilmesine ne İslam, ne hukuk nede ben izin veririm. Âlimlerin soyundansam bunu taşıyabilecek birikime sahip olduğumu da bilsinler. Unutulmasın ki biz hak yolunda halk için, hakka, bilgimizin ışığında aklımızla iman edenlerdeniz. Duygusal olarak iman edenlerden değiliz ve olmayacağız da.




Sefer ŞENBAYRAM
Bu haber 4983 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Şeyh Celaleddin Korkmazoğlu vefat etti
Şeyh Celaleddin Korkmazoğlu vefat etti
Eski başkan Çakmak'tan borç açıklaması
Eski başkan Çakmak'tan borç açıklaması