KESK'TEN TUTUKLU ÜYELERE BAYRAM KARTI
Siverek ilçesinde KESK platformu üyeleri geçtiğimiz günlerde tutuklanan EĞİTİM SEN eski ilçe Başkanı Şerif İldoğan ile diğer tutuklu KESK üyeleriyle dayanışma amacıyla bayram kutlama kartı gönderdi. Siverek PTT binası önünde basın açıklaması yaptı.
Siverek ilçesinde KESK platformu üyeleri geçtiğimiz günlerde tutuklanan EĞİTİM SEN eski ilçe Başkanı Şerif İldoğan ile diğer tutuklu KESK üyeleriyle dayanışma amacıyla bayram kutlama kartı gönderdi. Siverek PTT binası önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında Türkiyenin dört bir yanında üye ve yöneticilerimize yönelen keyfi gözaltı ve tutuklamalarla kuşatılmaya çalışılıyoruz. AKP hükümeti baskıcı ve anti demokratik uygulamalarına boyun eğmeyen ve sesini yükselten KESKin üye ve yöneticilerini gözaltına alarak ve tutuklayarak KESKi sindirebileceğini ve susturabileceğini sanmaktadır. Uzun bir süredir konfederasyonumuz üzerinde yaratılan baskılar sonucu Siverek Eğitim-Sen eski temsilcisi ve üyesi Şerif İldoğanın da aralarında bulunduğu toplam 68 üye ve yöneticimiz tutuklanmıştır.
AKP, sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi veren herkesi gözaltına almaya, tutuklamaya adeta karar vermiş durumda. Son dönemde örneklerini sıkça görmeye başladığımız bu tür gözaltı ve tutuklamaların, demokratikleşme söylemlerinin arttığı, yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı, Yargı Paketlerinin hazırlandığı bir dönemde gerçekleşmiş olması dikkat çekicidir. İnsanca bir yaşam ve demokratik bir ülke isteyen herkes hedef tahtasındadır.
Diğer taraftan yaşanan tutuklamalar, bizler açısından şaşırtıcı olmadığı gibi, yürüttüğümüz kararlı mücadeleden duyulan rahatsızlığın göstergesidir. Tutuklamalar kesinlikle tesadüf değildir. Tutuklanan arkadaşlarımızın ortak noktası, yıllardır kamu emekçileri mücadelesinin içinde kararlılıkla yer almaları ve Kürt olmalarıdır. AKP, kendisi gibi düşünmeyen Kürtlerin siyaset yapmasına tahammül edemediği gibi sendikacılık yapmasına da tahammül edememektedir. Sadece son bir yıl içerisinde 68 yönetici ve üyemizin tutuklanmış olması KESK üzerinde yaratılan baskıların sistematik bir hal aldığını göstermektedir.
Peki, bu bir yıl içerinde neler olmuştur? Kamu emekçileri sendikal hareketinin kurucusu ve sözcüsü olan KESK, her zaman olduğu gibi kamu emekçilerinin talep ve beklentileri doğrultusunda mücadelesini kararlılıkla sürdürmüş, sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayan düzenlemelere karşı durmuştur. Kamu emekçilerinin geleceklerini çalmaya yönelik 4688 sayılı sahte sendika yasasında değişiklik yapan ucube yasaya, eğitimi ticarileştiren ve dinsel içeriğini artırarak kindar nesiller yetiştirmeyi hedefleyen 4+4+4 eğitim yasasına karşı etkin bir şekilde mücadele etmiştir. Ülkede barış ve demokrasinin acilen sağlanması için 3 Aralıkta on binlerce insanın emek ve demokrasi güçleriyle birlikte alanlara çıkmasını sağlamıştır. Sadece kamu emekçilerinin değil, kamu hizmetinden faydalanan tüm halkın haklarını korumak için 28-29 Mart eylemini, 21 Aralık ve 23 Mayıs grevini gerçekleştirmiştir. Adı toplu sözleşme olan ancak on yıldır sürdürülen toplu görüşme oyunundan bile daha geri olan düzenlemeye karşı tüm kuşatma ve baskılara rağmen kamu emekçilerinin sesi olmuştur. Bu süreçte AKPnin yalan ve manipülasyona dayalı politikalarını kamu emekçilerine ve halka teşhir etmiştir. KESKin bu kararlı mücadelesi AKPyi son derece rahatsız etmiştir ki, Başbakan ve hükümet üyeleri KESKi hedef gösteren açıklamalar yapmıştır.
KESKe yönelik olarak gerçekleştirilen bu gözaltı ve tutuklama furyasının tek amacı haklı mücadelemizi yıpratmak ve kamuoyunun kafasında soru işaretleri oluşturmaktır. Bizleri ve mücadelemizi bu tür baskılarla, göz altılarla, tutuklamalarla sindireceklerini sananların büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.
KESK olarak her şeye rağmen, bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün de sessiz kalmayacağız. Örgütlü gücümüzün böylesi sindirme politikalarına boyun eğmeyecek kadar kararlı ve köklü olduğunun bilinmesini istiyoruz.
Üzerimizde yaratılan kuşatmaya karşı tarihsel ve toplumsal sorumluluklarımız çerçevesinde mücadele geleneğimizden aldığımız güçle yolumuza devam edeceğiz. Demokratik, barış içinde, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Türkiye yaratma talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Birileri durmak yok yola devam diyedursun, bizler de yılmak yok mücadeleye devam diyerek dimdik ayakta duracağız. Tüm dostlarımızla birlikte bu baskı ve sömürü düzenine karşı direnmeye devam edeceğiz.
Tek suçları sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi vermek olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, KESK üzerindeki baskılara son verilmelidir.
Haber: A. Hakan Lale
FACEBOOK YORUMLAR