HASAN BAYDİLLİ İLE RÖPORTAJ

Gazeteci Şükrü Dolaş'ın Siverek İrfan Gazetesi'nde yayınlanan Hasan Baydilli Röportajını sizlerle paylaşıyoruz

HASAN BAYDİLLİ İLE RÖPORTAJ
22 Kasım 2013 - 22:08

O bir Siverek sevdalısı olduğu için, Kaymakamlık yazı işler müdürüyken yüreğiyle birlikte makam kapısını halka açık tutuğu için, İnsanlık sanatını ve bürokrasiyi en iyi bilip icra ettiği için, yoksula, yaşlıya ve çaresizlerin kısaca kimsesizlerin kimi olmak için maddi ve manevi gücünü bu uğurda harcadığı için....

Dolaş: Uzun bir zamandan beri tanışıyoruz, birlikte düşündük, gün geldi yüreği yanık bir annenin çaresizliğine derman ararken çaresizlikler ikimizin göz bebeklerine yansıdı, bazen ıslak gözlerimizi birbirimizden sakladık. Ben Hasan Baydilli'yi iyi tanıyorum, biliyorum ki birçok Siverekli de sizi tanıyor, buna rağmen tanımayan insanlarımız vardır düşüncesiyle ilk sorumu Hasan Baydilli Kimdir sorusu olsun.

BAYDİLLİ: Belki de hak etmediğim bu güzel ifadelerin için sana teşekkür ediyor, gönlüne ve yüreğine sağlık diliyorum.

Kimdir sorusuna karşılık kendimi ifade etmek o kadar zor geliyor ki bana. Ancak, şunu belirtmek isterim ki; her zaman ve her alanda empati yaparak yaşamaya çalışıyorum. Yani, bana nasıl davranılmasını istiyorsam, bende karşımdakine o şekilde davrandım, davranıyorum. Halk'tan biriyim. Kapımı her zaman halka açık tuttum. Halktan yana duruş sergiledim. Hiç bir zaman mevki makam peşinde koşmadım. "Makamlar hiçbir zaman kişilere izzet ve itibar kazandırmaz, makam sahiplerinin itibarları yüksekse makama, izzet ve itibar kazandırır" felsefesi ile yaşamaktayım. Gaye Hakkın ve halkın yanında olmak ve hoşnutluğunu kazanmaktır. Kısaca yaşantımın bu ilkeler üzerine kurulu olduğunu belirtebilirim.

Bu vesile ile kısaca size biyografimi sunmak isterim.

1961 yılında Siverek'te doğdum. Siverek küçelerinin tozunu toprağını yutarak büyüdüm. İlk,Orta ve Endüstri Meslek Lisesini Siverek'te okudum. Lisedeyken siyasetle tanıştım. 1994 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümünü bitirdim. Siverek Belediyesi, Siverek Nüfus Müdürlüğü ve son olarak Siverek Kaymakamlığında çalıştım. 15 Yıllık idarecilik görevimden sonra kendi isteğimle emekli olarak bu görevimden ayrıldım. Bir çok sivil toplum kuruluşlarında faal olarak görev yaptım ve yapmaktayım. Bu faaliyetleri daha da aktif hale getirmek, kitap çalışmalarımı yapmak ve Siverek'e hizmet için şahsıma ait bir büro açarak, kaldığım yerden hizmetlere devam etme kararı aldım. Her ne kadar evrensel düşünsem de Siverek'e bağlı kalarak hasbıhal olmak, iflah olmaz bir Siverek hastalığı herhalde…  

Dolaş: Uzun yıllar yerel gazetelere yazı yazdınız, yazılarınız aynı zamanda Siverek sitelerinde yer aldı, daha sonra yazdığınız makaleleri" Bir Yanım Siverek" ismiyle kitaplaştırdınız! Siverekli bir aydın olarak geçmişte ki Siverek ve günümüz Siverek'i değerlendirseniz bize neler anlatırsınız.

BAYDİLLİ: Evet, uzun yıllar mahalli ve sosyal içerikli yazılar yazdım.Yazılarım gerek Şanlıurfa ve Siverek yerel basın ve sitelerinde, gerekse ulusal basında yayımlandı. Sizin de belirttiğiniz gibi yazılarımın bir kısmını " Bir Yanım Siverek" adlı kitabımda bütünleştirdim. Kitabımın tüm gelirini de "Siverek Eğitimde Buluşuyor" kampanyasına bağışladım. Yazılarımda vurgulamak istediğim temel mesaj; Siverek'in cefasını çeken ve unutulmaya yüz tutan saf, temiz, emekçi ve onurlu Anadolu insanı olan Tenekeci Yaşarları, Saniye (Fümya) ablaları, Kiymalıcı Deli Remoları, Übeyit Baba gibilerini tanıtmak ve unutturmamaktır. Ayrıca, sosyal hayatta yaşantılarımıza yön veren ahlak ve etik gibi sosyal değerlerin yanı sıra gördüğüm ve gözlemlediğim anılarımı paylaşmaktır.

Siverek değişime ve gelişime susamış bir kent. Sadece park, bahçe ve 15 katlı binaların yapılması ile Siverek'i çağ atlamış modern bir şehir olarak görmek mümkün değildir. Elbette ki geçmişe göre Siverek birçok alanda değişime uğramış olabilir, ancak sosyal, kültürel ve iktisadi anlamda yaşamsal bir kent görüntüsü vermiyor maalesef. Emek ve beyin gücünü hep dışarılara havale ediyoruz. Sahiplenme ve dürüst insanların bir araya gelme alışkanlığı yok Siverek'te. Haliyle bu durum iplerin kopmasına neden olmakta ve meydanı, küçük olsun benim olsun hesabı yapanlar zapt etmektedirler.

Yaşam devam ettikçe değişim kaçınılmazdır. Değişim bazen kaplumbağa, bazen de rüzgâr hızı ile kişi ve toplumlar üzerinde etki yapan bir kavramdır. Değişimin çözümü de bireyin bilinçlenmesindedir. Bilinçlenmiş bireylerin sayısı çoğaldıkça toplumsal değişikliğin dönüşümü daha hızlı ve kolay olur kanısındayım…

Batıdaki İl ve İlçelerle karşılaştırdığınızda Siverek'in devasal bir köy görünümünde olduğunu görmekteyiz. Sadece fiziki yapısı ile değil, 230 bin nüfusa hitap eden Siverek, her yönü ile gelişmeli ve değişmelidir. Tabii ki zihinsel değişim başta olmak üzere…

Bu gerçekleri söylemek zorundayız. Çünkü bütün kötülüklerin anası, bütün yanlışlıkların ve geriliklerin kaynağı gerçeğe saygısızlıktır.

Bu konuda umut varım. Zincirinden koparak, ölü toprağını üstünden atacağına inanıyorum Siverek'in…

Dolaş: Siverek'in çok uzun yıllar ihmal edildiği bir gerçek sizce Siverek'in en büyük sorunu nedir? Sorunları başlıklar haline alsak, Eğitim, Sağlık, Ekonomik ve kültürel sorunlarımız nelerdir? Bu sorunların çözümüyle ilgili düşünceleriniz çözüm önerileriniz nelerdir..?

BAYDİLLİ: Geriye bakmadan ancak, Siverek'in geçmişinden de ders çıkararak hedefin her daim ileriye dönük olması yönünde çaba sarf edilmelidir. İnsan yaşamındaki en büyük gaye mutluluğu yakalamaktır ve yaşadığı toplumda umutlu olmaktır. Umut'un ve mutluluğun olmadığı toplumda güven olmaz, huzur olmaz, refah olmaz. O halde, bu durumda; ne eğitimden, ne sağlıktan, ne ekonomiden, ne de kültürden bahsedebiliriz.

Ancak, Siverek'i bu umutsuz tablonun dışında tutuyorum. Çünkü son yıllarda Hükümetin ciddi katkılarıyla yeni okulların açılması, dersliklerin ve sınıfların kurulması eğitim ve öğretime bir nebze de olsa nefes aldırmıştır. Lakin il düzeyinde bir kent olan Siverek için bu hizmetler yeterlimidir? Diye sorarsanız hayır derim.Zira, halen 60-70 kişilik sınıflarda eğitim yapıldığına şahit olmaktayız.Bu durum eğitimin kalitesini düşürdüğü gibi,taşımalı eğitim sisteminin de çocuklarımızı ciddi manada etkilediğini belirtmek isterim.Şunu da unutmamak lazım ki her şeyi devletten bekleme alışkanlığına da son verilmelidir.İnsana yapılan en büyük yatırımın eğitim olduğuna inanarak ve gelişmenin temel koşulu olarak bu hususla ilgili yerli girişimcilerin yani Siverekli duyarlı hemşerilerimizin bir araya gelerek ihtiyaca göre özel okul,kolej ve hatta üniversite açarak kendilerine yatırım yapmalarını,bunu yaparken kısa dönem düşüncelerini zihinlerinden silmelerini,uzun vadede eğitim gibi önemli sorunların asgariye ineceği,ekonomik anlamda da müteşebbislere maddi kazanç sağlayacağı düşüncesindeyim.

Siverek'te 200 yataklı devlet hastanesinin açılması, merkez ve kırsalda sağlık ocaklarının kurulması bina ve fiziki anlamda ciddi bir ihtiyacın bulunmadığını gösterse de; il düzeyindeki bir kent için mevcut sağlık teşkilatlarının artırılması gerektiği, mevcut kuruluşlarımızın temel alt yapı sorunlarının olduğu, araç, gereç ve donanım ihtiyaçlarının bulunduğu, kalifiye personel ve elemanlarının yetersiz olduğu, halen görevli olanların ise bir an önce görevlerini tamamlayarak tayin peşinde koştukları sağlık sistemimizin yürütülmesindeki dezavantajlardır. Burada da belirtmek isterim ki; sağlık gibi tüm insanları ilgilendiren büyük bir sektörde Siverekli müteşebbislerin özel hastane, dal merkezleri, laboratuar gibi sağlık teşkilatlarına yatırım yapmaları hem kentimiz için hem de kendi menfaatleri için uygun bir alan olduğu aşikârdır. Nasıl olsa yastık altında çok para var. Bir zahmet bunu yapsınlar!

Hani meşhur bir laf vardır; un var, şeker var, yağ var, su var ama helvayı yapan yok. Yani bu malzemeyi karıştırmak çok mu zor. Niye usta bulamıyoruz? Bu sorunun cevabını yine ben vereyim. Çünkü herkes ben ustayım diyor ve elini taşın altına koymuyor. Ocağı yakacak ama çakmağı yakmak zor geliyor! Siverek'te çok ciddi ekonomik potansiyel var. Ancak, bir araya gelememe hastalığı ve mevcut kaynakların iyi kullanılmaması nedeniyle bu ekonomik potansiyel heba olup gitmektedir. Bunun önüne geçebilmek için bir araya gelerek güçlü "girişimci rolü" üstlenmiş kadrolar yaratılmalıdır. Kentimizin en büyük sorununun işsizlik olduğunu unutmamak gerekir.

Dolaş: Benim gördüğüm kadarıyla en büyük eksikliğimiz Siverek'te birlikte iş yapma, örgütlü hareket etme alışkanlığımız olmadığı için sorunlarımızın çözüm ve ekonomik gelişmemizin de olmadığını düşünüyorum, bu konuda siz neler düşünüyorsunuz.

BAYDİLLİ: Çok önemli bir coğrafyada yaşıyoruz. Tarım ve hayvancılığın bütün potansiyeline sahibiz. Doğu ile batıyı biri birine bağlayan önemli bir güzergâhtayız. Hiç bir ulaşım ve iletişim sorunu söz konusu değildir. Ve büyük bir mali sermayeye sahiptir Siverek. Ekonomik anlamda gelişmememizin en büyük nedenlerinden biri, soruda da belirttiğiniz gibi birlikte hareket etme alışkanlığımızın olmadığı ve toplumumuzda korku ve özgüven sorunun hâkim olduğudur. Yılmaz Güney'in bir sözünü hatırladım. "İçinde korku üreten hiçbir toplum özgür olamaz" diyor. Özgür olmayan bir toplumda yaşanılsa dahi, insanları ve toplumları başarıya götüren en önemli etken bilginin önemini kavrayarak birlik ve beraberlik içerisinde özgür yaşamaya cesaret etmektir. Bu gün Türkiye'nin neresine giderseniz gidin alacağınız risk Siverek'te alacağınız riskten farklı değildir. Sadece insanlara fırsat kapılarının açık olduğu hissini vermeli ve bu nedenle içinde yaşadığı toplumun sorunlarını karamsar bir bakış açısıyla değerlendirmesinin önüne geçilmelidir.

İnsanlık hayatında hazır formüller, kesin çözümler yoktur. Her şey için çözüm ve öneri mümkün olmayabilir. Ancak Konfüçyüs'ün dediği gibi "Hayat binlerce kareden oluşur. Size o kareden birini öğretebilirim. Eğer gerisini kendi gayretlerinizle öğrenmiyorsanız; yapacak bir şey yoktur" O halde duyarlı ve cesaretli müteşebbislerin bir araya gelerek, ihtiyaca göre gerekli altyapı yaratılmak kaydıyla istihdama yönelik üretim kurumları oluşturularak hayata geçirilmelidir. Bu duygularla hareket edildiği takdirde toplumun birliği, dirliği ve düzeni daha da sağlamlaşır düşüncesindeyim. Haydi!biraz cesaret…

Dolaş: Bilindiği gibi Siverekliler yıllardır il olmak için mücadele veriyor. Siverek il olması hakkında görüşleriniz nelerdir. Büyükşehir yasasının yürürlüğe girmesiyle Sivereklilerin il olma umudu bittimi, yoksa mücadeleye devamı diyorsunuz.

BAYDİLLİ: Her Sivereklinin gönlünde il olma sevdası yatmaktadır, yatmalıdır da. Çünkü mevcut idari sistem yanlışlıklar üzerine kurulmuştur. Bir çok il'e bakıyorsunuz ilçe nüfusunun yarısı konumunda ve hiçbir stratejik öneme de sahip değil. İl düzeyindeki bir kenti ilçe kadrosu ile idare etmek ve yönetmek, özellikle bürokratik sorun ve engelleri de beraberinde getirmektedir. Çok teferruata girmeye gerek yok, malum herkesin bildiği sıkıntılar… Ayrıca, ilçe olarak kalması sosyal, kültürel ve ekonomik anlamada Siverek'in gelişmesine engel olmaktadır. Örneğin bu gün Türkiye'nin her ilinde Üniversite bulunmaktadır. Basit bir hesapla binlerce öğrencinin o şehirde yaşaması, hem sosyal, hem kültürel, hem de ekonomik anlamda yaşanılan yere can ve kan vermesi demektir. Olaya sadece üniversite olarak da bakmamak lazım. Bir çok alanda il olmanın farklı boyutları ve avantajlarını görmek mümkündür. Ancak bu konular Hükümet politikaları olup, sesimizin alabildiğince ulaşabileceği yerlere duyurmak gerektiği kanısındayım.

Büyükşehir yasası ile birlikte zaten ilçelerin yetki alanları kısıtlanacaktır. Bir çok alt yapı hizmetleri, kırsal da dahil olmak üzere yasa ile Büyükşehir belediyelerine verilecektir. Şanlıurfa'nın büyükşehir olması Siverek'in il olmasına engel değildir. İl olma veya olmama Devlet ve Hükümetlerin politikasıdır. Bu yasa ne getirir, ne götürür bunu şimdiden söylemek erken olur. Bakarsınız ileriki aşamalarda tüm İl'ler büyükşehir kapsamına alınır, Siverek gibi büyük ilçeleri İl yapar veya farklı bir statüye alırlar. Amma benim gönlüm tabi'i ki Siverek'in bir an önce İl olması yönündedir. Şunu da belirtmek isterim ki; olaylara sadece İl olarak da bakmamak gerekir. Siverek'in değişimi ve gelişimi için mücadele edilmelidir. Bu arada İl olma mücadelesinde yıllardır emek harcayan ve Siverek'i gündemde tutmaya çalışan Koçali Aymaz abiye teşekkür etmeden geçemeyeceğim.

Dolaş: belki size boş bir soru olacak fakat bir aydın olarak size sormak istiyorum. Sizce aydınlar mı topluma yön vermeli yoksa toplum mu aydınlara, birde bu durumu Siverek için değerlendirmenizi rica etsem.

BAYDİLLİ: Aydın diye tabir ettiğimiz insanlar yolunu şaşırmışsa, toplum ona çok güzel yön verir. Hem de kıblesini ters döndürerek! Aydın insan kendini taşımalı ve kendini bilmelidir. Aydınlar topluma yön vermeden ziyade topluma ışık olmalı, rehber olmalı, yol gösterici olmalıdır. Aydın kavramı herkese göre farklıdır. Yaşamımız boyunca, kendini topluma kabul ettirmiş,sözünün eri, gerek yardım severlik , gerekse üstün meziyet ve yeteneklere sahip olan kişilere aydın ve adam gibi adam deriz. Bir de büyütülmüş aydın ve adam var ki ; Yardım ve insani muslukları kapalı olduğu gibi, yüceliği, irfanı, ilmi ve bilgi'yi araklayarak kendine mal eden kimsedir. Günümüzde, gerek siyaset ve gerekse buna benzer birçok mecrada toplum bazı aydınım diyenlere büyütülmüş adamlar rolü vererek yön çizmektedirler. Bu Siverek içinde geçerlidir. Unutulmamalıdır ki, her makam sahibi aydın olamaz, çünkü büyütülmüş adam da hak etmediği bir makama sahip olabilir. Bu tip bindirilmiş aydınlar makam ve mevkileri hak etmedikleri gibi kendisinden bir şeyler bekleyen toplumu da kendi kalibre ve misyonları doğrultusunda yönlendirme ve yönetme gafleti içine girerler. Bu sebeple topluma katkı sağlayamadıkları için hep küçük adam olarak kaldıklarının belki de hiç farkında olamayacaklar. Ama toplum her şeyin farkındadır…

Dolaş: Yerel Seçimler öncesi vatandaşlarımız arasında Belediye Başkan aday adayı olacağınız söyleniyordu, duyduğuma kadarıyla AK Partiden belediye meclis üyeliği için başvuruda bulunduğunuz söyleniyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz. Siyasete atılmanızda ki en büyük etken nedir.

BAYDİLLİ: Belediye Başkanlığı veya aday adaylığı ile ilgili hiç kimse ile hiçbir şekilde konuşmuş değilim. Böyle bir talebim de olmadı. Ancak, yaklaşık bir yıldan beridir toplum içerisinde hep aday olacağım yönünde söylentiler vardı ve bu hususla ilgili gerek çevremden gerekse, vatandaşlardan ciddi manada talep ve destek geldiği halde siyasete girmeyi düşünmedim. Lakin, Siverek'e hizmet söz konusu olunca, gelen ısrarlı talepler üzerine AK Parti'den Belediye meclis üyeliği için aday adaylığına başvurduğum doğrudur.

Dolaş: şöyle bir soru sorsam ne dersiniz nasıl bir Siverek özlüyorsunuz, hayalinizde ki Siverek'in fotoğrafı nasıldır.

BAYDİLLİ: Aslında bu sorunuzun cevabını "Bir Yanım Siverek" adlı kitabımın "Özlemim Siverek" başlıklı yazımda hayal'de olsa belirtmiştim. Her şeyden önce kavgasız, gürültüsüz, herkesin iş ve aşının bulunduğu huzurlu bir Siverek hayal ediyorum. Kimsenin kimseye muhtaç olmadığı, sanayisinde bacaların tüttüğü, toplumun ve bireylerin özgürce yaşayabileceği, eğitimli insanların hâkim olduğu, sosyal ve kültürel alanlarda yaşanılabilir, herkesin yüzünün güldüğü mutlu bir Siverek'tir özlemim. Güvercin tedirginliğini yaşamadan…

Dolaş: Yazar olarak İRFAN Gazetesi desem aklınıza ne gelir?

BAYDİLLİ: İRFAN Gazetesi deyince ilk aklıma gelen Osman ustadır.Uzun yıllar emek vererek Siverek'in tek mahalli basın organı olan İrfan'ı ayakta tutmaya çalışması,vefat edene kadar gazeteye çocuğu gibi bağımlı olması unutulamaz. Sonra aklıma mesela,1923 geliyor, viktorya geliyor, emek geliyor,birde Memed (Kokım) usta geliyor. Sonra da sen, Şükrü Dolaş geliyorsun.Emeğinize sağlık. Unutmayın ki emek en yüce değerdir.Değerler de kolay kolay unutulmaz.

Dolaş: bana zaman ayırdığınız için gazetem ve şahsım adına size teşekkür ediyorum.

BAYDİLLİ : Bende size teşekkür ediyorum.Ayrıca emekli olarak görevimden ayrılmamdan dolayı kaymakamlıkta birlikte çalıştığım personellerime, diğer mesai arkadaşlarıma ve daire amirlerine ve özellikle her zaman yanımda olan Siverek halkına teşekkürü borç biliyor,kapımın her zaman,her kese açık olduğunu belirtmek istiyorum.


Bu haber 6010 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Şeyh Celaleddin Korkmazoğlu vefat etti
Şeyh Celaleddin Korkmazoğlu vefat etti
Eski başkan Çakmak'tan borç açıklaması
Eski başkan Çakmak'tan borç açıklaması