EĞİTİM-SEN'DEN BASIN AÇIKLAMASI

Siverek Eğitim Sen şubesine bağlı bir gurup öğretmen ilçede bulunan eğitim sorunlarını yaptıkları basına açıklamasıyla kamuoyuyla paylaştı.

EĞİTİM-SEN'DEN BASIN AÇIKLAMASI
14 Eylül 2013 - 07:22

 


İlçenin Hürriyet Caddesi üzerinde bulunan ilçe milli eğitim müdürlüğünün önünde ki parkta toplanan gurup adına basın açıklamasını okuyan şube başkanı Abdulkadir Kak okuduğu basın açıklamasında şu bilgilere yer verdi”Bilindiği gibi 1. Sınıfların uyum eğitimine alınmasıyla 2013-014 eğitim ve öğretim yılı başladı. Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI’nın yaptığı açıklama ile 60 ve 66 aylık öğrencilerin kayıtlarından vazgeçildiği anlaşılmakta ancak 69 aylıklardan başlanarak 1. Sınıflara kayıt alınmıştır.    72 aylık çocukların zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak ilkokula hazır olduğu gerçekliğine rağmen hala 72 ay öncesi çocukların ilkokula zorlanması anlamsızdır. Kaldı ki tüm uyarılarımıza rağmen uygulanan 60. aydan itibaren okula başlama uygulamasının yanlışlığı görülüp uygulamadan geri adım atılmıştır. Bu uygulamaya maruz kalmış  çocuklar ise bu uygulamaya kurban edilmişlerdir. 69-72 ay arası çocukların da benzer sorunları yaşayacağı ortadadır. Hükümet bu yanlıştan vazgeçmelidir.


Velilere, 72 ay öncesi çocuklarını ilkokula değil, anaokuluna göndermelerini öneriyoruz.


Diğer taraftan eğitimde 4+4+4 dayatması ile daha da derinleşen eğitimde piyasa odaklı dönüşüm sürecinde ilkokul ve ortaokullarda kaosa sebep olmuştur. İlçemizde de okul dönüşümleri sonucunda birçok öğretmen ve öğrenci mağduriyet yaşamaktadır. Kimi öğrenciler evlerine çok daha uzakta okullara gitmek zorunda kaldı ve bu durumda okulunu değiştirmek durumunda kaldı. Buna bağlı olarak da öğretmenleri değişti ve okula uyum sorunlarıyla karşı karşıya kaldılar. Buna paralel olarak ortaöğretimde yapılan değişikliklerle yüz binlerce öğrenci göz göre göre mağdur edilmektedir. Bu yıl son kez yapılan ve ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS), AKP’nin eğitimin bütün kademelerinde olduğu gibi, ortaöğretimde de yeni bir kaosun kapıları aralanmıştır.


Bilindiği gibi 2013-2014 eğitim yılından itibaren düz liseler kaldırılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tıpkı eğitimde 4+4+4 dayatmasında olduğu gibi, liselerin dönüştürülmesi konusunda da, okul kayıtlarının yapılmaya başlandığı bir dönemde, yeterli altyapı çalışmaları yapmadan atmış olduğu adımlarla yüz binlerce gencimizi mağdur etmiştir.


MEB’in 2012-2013 örgün eğitim istatistiklerine göre geçtiğimiz yıl 8. sınıfta okuyan ve bu yıl 9. sınıfa başlayacak olan 1 milyon 270 bin 74 öğrencinin 363 bin 872’si Fen, Anadolu, Anadolu Öğretmen ve Sosyal Bilimler Liselerinde okuma “fırsatı” bulurken, 184 bin 707 öğrenci SBS sonucuna göre Anadolu türü mesleki teknik eğitim okullarına, 64 bin 170’i ise Anadolu İmam Hatip Lisesine kayıt yaptırabilecektir. Bu yıl 9. sınıfa başlayacak öğrenci sayısından sınav puanı ile bir ortaöğretim kurumuna yerleşen öğrencilerin sayısını çıkardığımızda geriye herhangi bir okula yerleşme imkanı bulamayan 657 bin 325 öğrenci kalmaktadır. Bu öğrencilere özel okul, meslek lisesi, İmam Hatip Lisesi, Çok Programlı Lise ya da Açık Liseden birisini tercih etme zorunluluğun gündeme getirilmiştir.


İlçemiz Siverek’te geçen yıl 8. sınıftan mezun olan yaklaşık 5300 öğrencinin, yaklaşık 1102 öğrenci akademik eğitim yapabileceği Fen, Anadolu, Anadolu Öğretmen, Sosyal Bilimler, Anadolu meslek liselerine yerleşme fırsatı bulabilmiş, geriye kalan 4200 bin civarında öğrenci herhangi bir okula yerleşememiştir. Bu da geriye kalan 4200 bin öğrencinin zorla açık lise, imam hatip lisesi, meslek lisesi ve özel okullara gönderilmesi anlamına gelmektedir. Yine 4+4+4 uygulamasına herhangi bir alt yapı olmadan başlanmasından dolayı ilçemizde birçok okul başka okulların binalarına taşınmak durumunda kalmıştır. Zaten yetersiz olan okul binaları bu şekilde sıkıştırılarak daha da kullanılamaz hale getirilmektedir. Bu da eğitim ve öğretimdeki başarısızlığı daha da arttıracaktır. Yapılan yeni derslikler zorunluktan değil de lütufmuş gibi kamuoyuna aktarılmaktadır. Halbuki ilçemizde hala Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı İlköğretimde 67,  Ortaöğretimde 52,  Mesleki ve Teknik Eğitimde 53’tür.


AKP hükümeti döneminde eğitimde yaşanan yoğun ticarileştirme uygulamalarına paralel olarak hayata geçirilen din eğitimi uygulamaları, siyasi iktidarın yıllardır “arka bahçesi” olarak gördüğü imam hatip okullarına yönelik “pozitif ayrımcılık” her fırsatta karşımıza çıkmıştır. Çok sayıda kamu okulu ödenek yetersizliği ile karşı karşıya kalırken, bugüne kadar hiçbir imam hatip okulunun kaynak sıkıntısı çekmemiş olması ve taleplerinin hemen yerine getirilmesi dikkat çekicidir.


AKP hükümetinin iktidar olduğu ilk günden bu yana kamu kaynaklarını özel okullara aktarmak ve velilerin çocuklarını özel okullara göndermesi için çeşitli yasal düzenlemeler yaptığı hatırlanacaktır. Özel öğretimi teşvik adı altında bugüne kadar yapılan bütün teşvikler sonucunda Türkiye’de kamu okullarına sağlanmayan olanaklar, devlet desteğiyle özel okullara fazlasıyla sunulmuştur. Son olarak eğitimde 4+4+4 dayatması ile birlikte çok sayıda öğrenci velisi çocuklarını özel okullara göndermek zorunda kalmış, 2012-2013 eğitim öğretim yılında özel okula kayıtlarda belirgin bir artış yaşanmıştır.


 


Hükümetin özel meslek liselerine yönelik öğrenci başına 4 bin 500 TL teşviki daha mürekkebi kurumadan etkisini göstermiş, geçtiğimiz yıl 45 olan özel meslek lisesi sayısı neredeyse 3 kat artarak 126’ya çıkmıştır. Özel meslek liselerine teşviklerin sürmesiyle birlikte başta özel sağlık liseleri olmak üzere, özel liselerin sayısında ciddi bir artış yaşanması beklenmektedir.


MEB’İN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ HİÇ GERÇEKÇİ DEĞİLDİR


MEB, genel liselerin kaldırılması nedeniyle mağdur olan yüz binlerce öğrencinin durumundan kaynaklı olarak yapılan yoğun eleştiriler üzerinde meslek lisesine gitmek istemeyen ve resmen “ortada” kalan öğrencilerin meslek ve Anadolu liseleri bünyesinde açılacak olan “düz lise programı” ile sorunlarının çözüleceği iddiası gerçekçi değildir. Bu okulların altyapısının bu kadar öğrenciyi “genel lise programı” içine alması teknik olarak mümkün değildir.


Tüm bu sorunların yanında genel olarak eğitim sisteminde yıllardır yaşanan sorunların aşılması, Türkiye’de eğitimi hak ettiği noktaya taşımak, ancak eğitimin eşit, parasız ve kamusal niteliğini arttırmayı hedefleyen bir anlayışla mümkündür. Türkiye genelindeki öğretmen açığı yüz binlerle ifade edilirken sadece 40 bin öğretmen alınması eğitime verilen değeri ortaya koymaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi ilçemizde de ciddi bir öğretmen eksikliği bulunmaktadır. Ücretli öğretmen alımıyla hem atanması gereken öğretmenler hem de düzenli bir şekilde ders görmesi gereken öğrenciler mağdur edilmektedir. Halbuki herkesin eşit ve eksiksiz bir eğitim alma hakkı vardır. Bu nedenle eğitim sistemi sermaye ve piyasa yararına düzenlemelerle değil, halktan, yoksul ve emekçi sınıflardan yana değişikliklerle gündeme gelmelidir.


Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki yaşananlar, AKP’nin piyasacı-muhafazakar ve otoriter politikalarının bir devamı, rant ve kar arayışı karşısında yoksul ailelerin çocuklarına verilen değerin en açık ifadesidir! AKP’nin ekonomik krizi eğitimdeki dönüşümle fırsata çevirme hamlesidir!


Öyle ki eğitim sistemimiz; geçtiğimiz 10 yıl içinde daha piyasacı ve daha gerici bir anlayışla yönetilmeye başlanmış, veliler çocuklarını okutabilmek için önceki dönemlere göre cebinden daha fazla harcama yapmak zorunda bırakılmıştır. Eğitimin temel insan haklarından birisi olduğunun göz ardı edildiği bu 10 yıllık süreçte, eğitimin giderek daha fazla paralı hale getirilmesiyle birlikte, milyonlarca çocuk ve gencimiz ya eğitim hakkından yoksun bırakılmış ya da çeşitli nedenlerle eğitimlerine devam edememiştir.


AYRIMCILIK, ÖTEKİLEŞTİRME VE DAYATMALARDAN VAZGEÇİLMELİDİR.


Bugün dünyanın bütün ülkelerinde insan hakları, demokrasi ve özgürlük bilinci yükseliyor. Farklı dillerin, kültürlerin, renklerin aynı haklardan eşitçe yararlanması anlayışı gelişiyor. Devlet eliyle birey ve toplum inşası reddediliyor. Ekonomide ve sosyal hayatta adalet vazgeçilmez ölçüt oluyor. İnsanlığın gelişmesi özgür, eşit, demokratik bir eğitim anlayışıyla herkesin ulaşabileceği, kamusal, parasız, laik, bilimsel ve anadilinde bir eğitim programıyla mümkündür. Anadilinde eğitim tartışılması dahi tuhaf bir konu olmasına rağmen AKP bunun düşünülmesini dahi suç olarak ilan etmektedir. Yeni okula başlayacak olan yüz binlerce öğrenciye bilmedikleri ve anlamadıkları bir dille bir şeyler öğretilmeye çalışılacaktır. Eğitimde ayrımcılığın ve dayatmaların olmamasını, örgün ve kamusal eğitim süreçlerinden zorunlu din derslerinin kaldırılmasını, ilkokullarda okutulmaya devam edilen andımızın bir an önce kaldırılmasını ve herkesin anadilinde eğitim alma hakkına kavuşmasını talep ediyoruz.


 


Öğrencilerin özgür seçim hakkını elinden alan ve açık bir dayatma olarak karşımıza çıkan böylesi bir uygulama kabul etmediğimiz bilinmelidir. Eğitim Sen olarak MEB’i ciddiyete davet ediyor, herkesi çocuklarımızın eğitim hakkına ve geleceğine sahip çıkmaya davet ediyoruz!


Haber Merkezi


Bu haber 2694 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Bucak, taziye evlerinde yemek uygulamasına son verdi
Başkan Bucak, taziye evlerinde yemek uygulamasına son verdi
Siverek Belediyesinde başkan yardımcılığına Evrim Began atandı
Siverek Belediyesinde başkan yardımcılığına Evrim Began atandı