Darbecilerin üst akıl hocaları diyaneti hedef seçti

Diyanet Teşkilatımız, kurulduğu günden günümüze kadar bir kısım insan ve medya kuruluşları tarafından saldırılara maruz kalmıştır. Diyanet camiamıza karşı yapılan bu haksız saldırlar sabrımızı taşırmaktadır. 15 Temmuz gecesinin mimarları olan üst akıl hocaları, teşkilatımızı hedef göstermek istemektedirler. Vatanımızı savunmayı cihat olarak gören din gönüllüleri olarak, minarelerden yükselen manevi sese karşı koymaya çalışanlar, diğer taraftan vatan hainleri ve işbirlikçilerinin kurmuş oldukları kuyuya kendileri düşmüşlerdir.

Cani FETÖ terör örgüt ve yandaşları görevlilerimizin göstermiş oldukları azmi basitleştirmeye çalışmaktadırlar. Teşkilatımızı hiçbir kimsenin basitleştirme gücüne sahip olmadığını, bilakis daha büyük azimlerle yola devam ettiklerine, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiklerine şahit oluyoruz. Bu vatana, ihanet eden her kim varsa, bütün kurumlarda olduğu gibi kurumumuzdan da tespit edilip, en ağır şekilde cezalandırmaları en büyük arzumuzdur. Fakat birileri tarafından çamur at izi kalsın mantığıyla hareket edenlere diyoruz ki; biz din gönüllüleri olarak darbelere karşı daima dik duruş sergileyen bir hareketle; aynı azim ve kararlığımızla, -Allah o günleri bir daha göstermesin -darbe ismi zikredildiği an, sela ve ezanlarla milletle beraber tekrar hareket edip meydanları hainlere bırakmayacağız. Bütün bunlara rağmen ; bir kısım medya organları, hedef saptırmak için Diyanet İşleri Başkanlığımıza haksız yere saldırmaktadırlar.

İslam dinine gönül vermiş din gönüllü camiamızın hedef gösterilmesi hain 15 Temmuz darbe gecesinde halkını zalimlere karşı dik durmak ve darbeye dur demek için, Diyanet İşleri Başkanlığımızın kahramanca yapmış olduğu çağrı üzerine, din görevlilerin mazlum halkın yanında yer almış olması sala ve ezanlarla zalimlere haddini bildirerek her yeri inletmiş olmalarındandı. Bunu hazmedemeyen, intikam duygularıyla camiamızı hedef seçmişlerdir. Diyanet işleri başkanımız Prof. Mehmet Görmez din, dil, ırk, mezhep ve meşrep ayırımı gözetmeksizin yapıcı ve güzel bir üslupla İslam aleminde güzel bir kültür oluşturmayı hedeflemiştir. Başkanlığımıza yapılan bu saldırı ilk ve son değildir. Yakın bir tarihte olduğu gibi kendini bilmez bir meclis üyesi, sosyal paylaşım sitesi twitter hesabı üzerinden İslam peygamberine hakaretler yağdırarak; İslam âleminin son peygamberi olan peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) hakkında çok alaycı bir ifade ile; ‘’Bizim yalancı Muhammed’e ve onun uydurduğu tanrıya ihtiyacımız yok’’ sözleri tüm İslam alemini derinden üzmüştü.

Ama ne yazık ki son zamanlarda darbenin durdurulmasını hazmedemeyen birileri tarafından düğmeye basıldığını görüyoruz. Son yıllarda Diyanet İşleri Başkanımız hem yurt içinde hem yurt dışında Kutlu Doğum Haftası etkinliği programlarını hicri yıla göre düzenlemesine rağmen, Diyanet İşleri Teşkilatı bilinçli bir şekilde hedef tahtasına oturtulmuştur. Bu projenin uygulanması, İslam alemine katkı sağlaması birilerini derinden rahatsız etmiştir. Öncelikle FETÖ terör örgütü başta olmak üzere ve diğer terör örgütleriyle birlikte hareket edip; bu yüzden onların sözcülüğünü yapan bir kısım medya organları tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımız hedef seçilmiş, diyanet teşkilatının, camiler dışında da din hizmetleri yapmasını çekemeyen kişiler tarafından büyük bir algı operasyonu yapılmaktadır. Bu algı operasyonu yapanlara şunun altını çizerek diyoruz ki: Diyanet camiamızın hepsi büyük Reisin arkasında olduğunu ve bu algı operasyonun sözcülüğünü yapanların haddini bilmelerini istiyoruz. Başkanımız tüm programlarında reyting kaygısından uzak İmana ve İslam’a zarar veren tüm konulara hizmet yapmış, kişilerin keyfiyetlerine göre değil, İslami bir ruh anlayışıyla hareket etmiştir. Bu algı operasyon düşüncesi etrafında yer alanlar İslam ülkelerine kan ve göz yaşı servis ederken; o hep mazlumun yanında yer almış, maddi ve manevi konularda hakla birlikte olmuştur. Ben burada bir konuya değinmeden geçmeyeceğim, kendini her fırsatta yetkili ve etkili sendika olarak göstermeye çalışan, ilitam ve rotasyon konularıyla gündem oluşturarak üyelere boş hayallerle ümitler vaad eden, üye toplama gayretine giren yetkili sendika, bugün niye kuzu postuna bürünmüş; sesininiz çıkmamaktadır. Senin arkanda bu kadar çok üye varken, hainlerin hedeflerine giren Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamıza yapılan bu çirkin saldıralar karşısında, günler öncesinden gündem oluşturarak 1 Mayıs İşçi Bayramı kadar güçlü bir direniş niçin gösterilmemiştir? Bu gün herkesten daha fazla sesiniz çıkması gerekmiyor muydu? Diyanet camiamıza yapılan bu haksızlıklara karşı; tepkinizi yüksek sesle değil de neden cılız açıklamalarla geçiştirmeye çalışılmaktasınız? Özellikle ilgili sendikaya üye olan arkadaşların da bunda büyük bir payları vardır. Burada bütün camiamıza seslenmek istiyorum; hak aramak kişisel özlük hakları savunmaktan ibaret değil, hakkın yanında; mazlumun sesi olmaktır.

İslam aleminin tek umudu olan, her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez ismi üzerinden Diyanet Camiamızı hedef göstermek yapılan saldırıları şiddetle ve nefretle kınıyoruz.