CHP'Lİ KENAN KARATAŞ'TAN ŞOK AÇIKLAMA

Karataş,13 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan yangının hemen sonrasında CHP Milletvekilleri ve İl Teşkilatıyla olay mahalline gittiklerini ve yetkili kişilerle görüştüklerini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti.


"CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve beraberindeki İl Teşkilatımız cezaevi içerisinde gerekli incelemeleri yaparken, İl Başkan Yardımcısı Sn Mehmet Aykaç ve Muğla Milletvekilimiz Prof.Dr. Sn Nurettin Demir ile birlikte cezaevinden ayrılarak gerekli incelemeler yapmak üzere Gaziantep Adli Tıp Kurumunu ziyaret ettik.Ziyaret esnasında CHP Gaziantep Milletvekilimiz Dr.Mehmet Şekerde incelemelerde bulunmak üzere Adli Tıp Kurumunda bulunmaktaydı.Adli Tıp Kurumundan gerekli bilgiler edinildikten sonra Vekillerimiz hayatını kaybeden vatandaşlarımızın cenazelerini görme talebinde bulundular.Yetkililerden gerekli izin alındıktan sonra cenazeleri görme şansımız oldu.Tanınmayacak halde simsiyah olan cenazelere fazla bakmadığımdan dışarı çıkmak zorunda kaldım.Vekillerimiz incelemelere devam ederken bahçede tedirgin halde bekleyen cenaze sahipleriyle olayı değerlendirme imkanımız oldu.İnceleme sonrası milletvekilimiz Nurettin Demir ile birlikte Urfaya dönerek sabah tekrar cezaevini ziyaret ettik.
Resmi makamların verdiği bilgileride ekleyerek tarafımca farklı araştırmalar ve incelemelerde bulunmaya karar verdim.Edindiğim şok bilgiler ışığında vardığım sonuç beni belkide ıspatı imkansız bir sonuca götürdüki bunu açıklayıp açıklamamakta ikilem içinde kaldığımı fark ettim.Vardığım bu kişisel sonucu ilgili milletvekillerimize aktarmakla yetinmeye karar verdim.Vekillerimiz verdiğimiz resmi olmayan bilgiler doğrultusunda gerekli girişmelerin ve incelemelerin yapılacağını gerekli görüldüğü taktirdede basınla paylaşılacağını söylediler.
Kenan Karataş, bu açıklamalarından sonra vardığı sonucu birkaç cümleyle özetleyerek sözlerine son verdi."6 kişi kapasiteli 20 m2 lik bir hücrede 18 kişinin kalmak zorunda bırakıldığı herkes tarafından bilinmektedir.Sabit konumdaki ranzaların ve tuveletin kapladığı alanı çıkardığınız zaman 10 m2 gibi bir boş alan karşınıza çıkmaktadırki bu alan değil bir yetişkinin yeni doğan bebeklerin bile kıpırdayamayacağı bir alanı ifade etmektedir.
Yetkililer,yangının 22.40 sıralarında başladığını ama farkına varmakta gecikildiği için müdahalenin 37 dkk sonra mümkün olduğunu ifade etmektedirler.İşte bizimde can alıcı tespitimiz ve sorumuz burada devreye giriyor.22.37/40'ta yangınmı başladı yoksa hücrede kavgamı?Ve yine 22.40 tan 23.00 kadar içeride kavga devam ettimi etmedimi?İnfaz koruma memurları böyle bir kavganın farkına vardılarmı varmadılarmı?Sonuç olarak edindiğim bilgiler doğrultusunda kişisel görüşüm şu,söz konusu yangın basit bir protesto yangını olarak gözükmüyor.Ölüm hücresinde koğuş ateşe verilmeden önce cezaevinin kötü koşullarından kaynaklanan bazı sebeplerden dolayı büyük bir kavga yaşandı infaz koruma memurlarının kavgaya müdahalesini önlemek içinde kapı önüne bir insan boyunda yataklar dizildi ancak kavga kimsenin istemediği bir sonuçla son buldu.Çok daha fazla kaybın meydana gelmemesi ,kavganın son bulması ve ilgililerin olayın farkına varmasını sağlamak içinde yataklar ateşe verildi.Ancak yangının aniden alevlenmesi ve yatakların kapının önünde olması müdahaleyi imkansız kıldı ve bugünkü sonuç meydana geldi.