BDP’TEN DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ EYLEMİ

ŞANLIURFA- BDP Siverek İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen basın açıklamasında, Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından 30 Eylül 2013 tarihinde açıklanacak “Demokratikleşme Paketi” eleştirilerek, yaşanan barış sürecinde Ak Parti Hükümetinin samimi olmadığına vurgu yapıldı.

İlçenin Hürriyet Caddesi üzerinde bulunan parkta toplanan kalabalık grup, sloganlar eşliğinde Hürriyet caddesinden Kanlıkuyu Parkına kadar yürüdü. Burada basın açıklamasını BDP Siverek İlçe Başkanı İbrahim Ayyıldız okudu.

BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ

“Kürt sorunu Türkiye’nin en önemli sorunudur. Çözümü çok yönlüdür. Tarihsel, toplumsal, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik ve demokrat boyutları olan Kürt sorunu; tekçi, inkârcı, zihniyet anlayışından kaynaklı Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar Türkiye’nin en temel sorunu haline gelmiştir. Cumhuriyetin asli kurucu üyesi olan Kürt Halkı’na egemen sistem tarafından imha ve inkar politikaları dayatılmıştır. Bu karşılıkta Kürt Halkının serhildan ve direnişleri başlamıştır. Bu isyan ve direnişler günümüze kadar kesintisiz devam ederek inkâr ve imha politikalarını boşa çıkarmıştır.

Yaşanan bunca acı deneyimler sonucu, tekçi zihniyet anlayışıyla inkâr ve imha politikalarıyla baskıcı, yasakçı, tekçi ve katı merkeziyetçi, militarist anayasa ve yasalarla Kürt sorununun çözülemeyeceği gerçeği artık herkes tarafından görülmüştür. Son süreçte toplumun gündemde olan demokratik, barışçıl çözüme verilen büyük toplumsal destekte bu gerçekliğin ifadesi olmaktadır.

Demokratik ve barışçıl çözüm sürecinin gelişmesi için Kürt tarafının attığı adımlara rağmen, sorunun temel kaynağı olan devlet tarafından gerekli hukuki ve demokratik adımların atılmaması süreci tıkama noktasına getirmiştir.

Ak Parti hükümeti tarafından bir süreden beri hazırlığı yapılan “Demokratikleşme” paketinin kamuoyuna açıklanması birkaç kez ertelenmiş, en son 30 Eylül tarihinde açıklanacağı belirtilmiştir. Yalnız hazırlanan paketten sadece birkaç Ak Partilinin haberi vardır. Oysa sorunun tarafı olan Kürt halkı ve Kürt siyasi çevrelerin görüşü alınmalıydı. Ayrıca muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşlarının da görüşleri alınarak hazırlanmalıydı. Adı “Demokratik Paket” olan paket hazırlanış itibarıyla demokratik değildir. Bizler 21 Mart tarihinde Newroz meydanında milyonların şahitliğinde Abdullah Öcalan’ın hazırladığı yine döneme ilişkin manifestosunu sahipleniyoruz. Çünkü çözümün ve barışın yolu buradadır. O günden sonra silahlı güçler şehir dışına çekilme kararı almış, esirler serbest bırakılmış, ateşkes ilan edilmiştir. Bugün kadar devlet tarafından sadece sürecin ilerlediği yönünde açıklama yapılmıştır. Her şeye rağmen bizler bu sürecin ilerlemesinin ve barışa evirilmesini umuyoruz.

Çok karmaşık olan Kürt sorununda sürecin sağlıklı ilerlemesi için demokratik ve güven verici bir ortamın sağlanması aciliyet arz etmektedir.

Kısa vadeli hukuki ve demokratik adımların atılması gerekmektedir.

1- Anadilde eğitimin önündeki tüm engellerin kaldırılmalıdır, Kürtçe resmi dil olarak kabul edilmelidir.

2- Çoğulcu, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanarak, Kürt kimliği ve farklı kimlikler anayasal güvenceye alınmalıdır.

3- Kürt halkının kendi kimliği ile kendi kendini yönetme imkanlarının sağlanması için Kürt halkına statü verilmelidir.

4- Düşünce, ifade, örgütlenme ve inanç özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.

5- TMK ve TCK değiştirilerek tüm siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmaları sağlanmalıdır.

6- Öcalan’ın çözüm sürecine daha etkin katılımının sağlanması için güvenlik, sağlık ve özgürlük koşullarının sağlanması gerekir.

7- Koruculuk sistemi lav edilmelidir, karakol yapımına son verilmeli, mayınlı araziler temizlenerek köye geri dönüşlerin koşulları sağlanmalıdır.

8- Teslimiyette adaletin sağlanması için seçim barajı kaldırılmalı, siyasi partiler yasası değiştirilmelidir.

9- Hakikatleri araştırma komisyonu kurularak, geçmiş ile yüzleşme sağlanmalı, Kürt halkına yapılan insanlık dışı uygulamalardan dolayı, Kürt halkından özür dilenmelidir.

10-Türkiye devleti ve hükümeti Rojova ile olan sınırdan silahlı kişi ve grupların geçişini engellemeli, Rojova’da Kürtlerle savaşan taraflara her türlü yardımı kesmeli, bilakis Kürtleri doğal müttefik kabul etmelidir. Sınır kapıları insani yardım ve ticarete açmalıdır.

11- PKK kadro ve militanları Türkiye devletinin vatandaşları ve Kürt halkının evlatlarıdır. Bu kişilerin çözüm süreci ile beraber sosyal ve isteyenlerin siyasal hayata katılması gerekir. Bunun için kanuni düzenlemelerin yapılması gerekir.

Çözüm sürecinin sağlıklı ilerlemesi için Güven artırıcı önlemler kapsamında acilen yukarıdaki belirttiğimiz taleplerimizin karşılanması için kamuoyunu ve siyasi iktidarı duyarlılığa çağırıyoruz.

www.siverekgenclik.com