AKÇAKALE'DE ÖLÜM GELİYORUM DEDİ
Gazeteci Deniz Uğurlu'nun Akçakale izlenimleri
AKÇAKALE'DE ÖLÜM GELİYORUM DEDİ
21.09.2012 Cuma günü özel bir işim sebebiyle birkaç arkadaşla beraber Şanlıurfaya 45 km. uzaklıkta bulunan Şanlıurfanın tarihi ilçesi Harrana gittik.
Harran, Şanlıurfanın ilçeleri arasında Akçakaleden sonra görmediğim ikinci ilçesiydi. Harranın en çok merak ettiğim yönü ise Harranın tarihi kubbe evleriydi. Harrandaki tarihi kubbe evlerini, Harran Kalesini gezdikten sonra, birkaç gün önce Suriyede yaşanan çatışmalardan dolayı evine roket atar mermisi düşen Siverekli can kardeşim Abdullah A. görmek ve geçmiş olsun dileklerinde bulunmak üzere yanımdaki arkadaşlarla beraber Akçakaleye geçtik.
Akçakaleye girer girmez sol tarafta Suriyeden gelen mülteciler için yapılan Süleyman Şah kampı bizleri karşılıyordu. Şehir merkezinde yolumuza devam ederken Akçakale Devlet Hastanesindeki hareketlilik gözlerden kaçmıyordu.
Suriye sınırındaki çatışmalarda yaralanan Özgür Suriye ordusu askerleri buraya getiriliyordu. Hastane kapısı önündeki aracın Suriye plakalı olması hayretlerimi artırıyordu.
Abdullah Y. ile Hastane önünde buluşarak, arkadaşlarla birlikte Abdullah Ynin evine geçtik. Abdullah daha 1 gün önce haberini yaptığım evinin duvarındaki roket atar mermisinin düştüğü duvarı bizlere gösterdi. Evine roket atar mermisinin düştüğü sırada odada kimselerin olmaması bir faciayı önlemişti.
Abdullah ile yaptığımız koyu sohbet sırasında Akçakale semalarında yükselen top sesleri insanı ürpertiyordu. Çünkü Esadın ordusu ve özgür Suriye ordusunun çarpışma alanı Akçakaleye 45 km. uzaklıktaydı. Abdullah, Akçakalede okulların ve bazı resmi kurumların çatışmalar sebebiyle tatil edildiğini, ilçede can güvenliğinin kalmadığını söylüyordu.
Akçakalede saatler ilerliyor, her ilerleyen saatle birlikte Akçakale semalarında yankılanan top sesleri artıyordu. Abdullahın ısrarları sonucunda yediğimiz akşam yemeği ile birlikte vakitler yatsı namazını gösteriyordu. Yatsı namazı topluca kılmamızın ardından Abdullaha eğer uygunsa gazetecilerin uğrak noktası olan sınırda birkaç kare çekmek istediğimi söyledim.
Abdullah vaktin geç olduğunu, fotoğraf çekmemem şartıyla sınıra gidebileceğimizi söyledi. Bizde aracımıza binerek Suriye sınırına doğru hareket ettik. Akçakale sokaklarında kimselerin olmaması, esnafın erkenden iş yerlerini alelacele kapatması dikkatlerimizden kaçmamıştı. Aracımızdan indikten sonra Suriye sınırına doğru ilerlemeye başladık. Akçakale tren garını geçerek Suriye sınırını elimizi kollumuzu sallayarak geçtik.
Suriye sınırında ilerlerken Suriye Özgürlük Ordusundan ellerinde kaleşnikof bulunan 5-6 kişi ve 3-4 Akçakaleli dikkatimizi çekti. Gördüklerimize inanamıyorduk. Akçakale- Suriye sınırı tamamen muhaliflerin ellerindeydi. Sırtımdaki fotoğraf makinesinden şüphelenen 1 kişi arkama geçerek beni gözleri ile takip etmeye başladı. Amacımız sınırı görmek iken bir anda (bize hiçbir zarar vermeyeceklerini bildiğimiz halde) muhaliflerin ortasında kalmıştık. Muhaliflere her haliyle yardım ettikleri belli olan Akçakaleliler muhaliflerle Arapça bir şeyler konuşuyorlardı. Biz halen üzerimizdeki şaşkınlığı atmadan Suriye tarafından bulunduğumuz bölgeye atılan bir top ile Akçakale sınırına kaçmamız bir oldu. Patlama öyle bir şiddetliydi ki anlatamam.
Bugün Akçakalede yaşanan olayda Suriyeden atılan bir top mermisiyle 5 kişinin hayatını kaybetmesine bu sebeple hiç şaşırmadım. Çünkü Akçakaleli vatandaşlar haftalardır yetkilileri bu konuda uyarıyordu. Umarım Türkiye, Suriye'ye savaş açmaz. Türkiye, İran ve Mısır'ın katılımıyla yapılacak müzakarelerle bu kanayan yaraya merhem olurlar.Akçakale'de hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Deniz Uğurlu / Siverekgenclik.com
FACEBOOK YORUMLAR